Similar topics
Arama
En son konular
En iyi yollayıcılar
İbrahim ÖNDER | ||||
Halil Erol | ||||
dutluca-bilecik | ||||
Hakkhan | ||||
Alper Turan Tekeli | ||||
Murat | ||||
Tahsin | ||||
adalı | ||||
0guzbeyi | ||||
ısparta35 |
****** Diyor ki
A
ANKARA CİVARINDA YÖRÜK GELENEKLERİ ve YÖRÜK BEYLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
ANKARA CİVARINDA YÖRÜK GELENEKLERİ ve YÖRÜK BEYLERİ
Ankara ve civarında yerleşik Türkmen cemaatlerin haricinde, “yazlık” ve “kışlak”lar da yaşayan, konar-göçer Yörük cemaatlerde bulunmaktadır.
1500 ‘lü yıllarda bu topluluklar yaklaşık 56.350 kişidir.Osmanlı Dönemi’nde, göçebelerin yaşam tarzlarını ifade etmek için “konar-göçer”, “göçerler”,
“yörük” gibi terimler kullanılmıştır. Osmanlılar, Selçuklular gibi önceleri göçebe Türklere “Türkmen” demişlerdir. T ürkmen adı XI. yüzyılda, Müslümanlığı kabul eden Oğuzlar, şamanist göçebe Oğuzlardan ayırt edebilmek için Müslüman Türk anlamında da kullanılmıştır. Osmanlılar kuruluş yıllarında göçebeleri Türkmen olarak, 14-15. yüzyıllarda da “Yörük-Yürük” olarak nitelendirmişlerdir “Yörük” deyimi, iyi ve çabuk yürüyen, göçebe, Anadolu’nun çadırda oturan Türkmenleri, bir yerde yerleşmeyen göçebe halkı anlamına gelir. Bunlar, Anadolu’ya ve oradan da Rumeli’ye yayılmış Türkmen topluluklarıdır. Başkanlarına “Mir-i Yörükan” veya “Yörük Beyi” denilir. Osmanlı Devleti’nde, Yörük Beyleri “zeamet” adı verilen bir toprak “dirliğ”e sahiptir. Savaş zamanlarında, “eşkinci”leri (savaşa katılanları) Beylerbeyleri’ne bu Yörük Beyleri teslim ederdi. Yörükler, Osmanlı ordularında genellikle geri hizmetlerde kullanılırdı. Yirmibeşi “yamak”, beşi “eşkinci” olmak üzere, otuz kişilik “ocak” şeklinde “tımar”a sahiptirler. 1608 yılında Osmanlı Devleti tarafından Yörüklerle ilgili bir “Yörük Kanunnamesi” çıkartılmıştır. Bu kanuna göre, bir yörük yörüklükten vazgeçip, bir yerde yerleşip, tarımla uğraşıp, bir köyde on yıldan fazla oturup, o köyün halkı olarak yazıldığı takdirde, Yörüklükten çıkar ve köylü olur. Bu kimseye Yörük Beyi karışamaz31. Sakarya Irmağı vadisi ve Haymana platosunda konar-göçer olarak yaşayan Yörük cemaatleri Osmanlı’nın ilk yıllarında “Ulu Yörük”, “Aydın Beğlü”, “Karalar” “Kasaba Yörükleri” ve “Haymana kabileleri” adı altında, Padiş ah ve Beylerbeyi hassı olarak yönetilir. Zaman içinde bu Yörük kabileleri yaşadığı bölgeye göre iki gruba ayrılır. Haymana bölgesinde yaşayanlar “Haymanateyn”, Sakarya vadisi civarında yaşayanlara da “Yörükan-ı Ankara” adı verilir.
Bacı kazasına bağlı olan Yörük kabileleri bu kaza idari birimine bağlanır ve “seyyar kadılık”la idare edilir. Kâtip Çelebi’nin “Cihannüma”sında Ankara
vilâyetinin idari taksimatı şöyledir: “Ankara’nın kazaları: Yörükân-ı Ankara, Ayaş, Çubukabad, Çukurcak, Şorba, Murtezaabad, Yabanabad,
Haymana, Turguteli, Yerköy ve Güdül’dür.” “Cihannüma” bu kazalar hakkında bazı tafsilâtlar verir: “Yörükân-ı Ankara, Ankara livası’nda bulunan Yörüklere müteallik bir kazadır. Kadıları şehirden şehire gezip maslahatları görürler. Bu kazanın kadılarına mahsus mahkeme yeri yoktur.” Taşra teşkilatında yapılan değişiklikler ve iskan faaliyetleri sonucunda kurulan Yörük köyleri Haymana, Sivrihisar, Mihalıccık, Akşehir, Ayaş, Zir ve Beypazarı kazaların bağlanır.Cumhuriyet’in ilanından sonra da bu Yörük köylerinin çoğunluğu Polatlı
1500 ‘lü yıllarda bu topluluklar yaklaşık 56.350 kişidir.Osmanlı Dönemi’nde, göçebelerin yaşam tarzlarını ifade etmek için “konar-göçer”, “göçerler”,
“yörük” gibi terimler kullanılmıştır. Osmanlılar, Selçuklular gibi önceleri göçebe Türklere “Türkmen” demişlerdir. T ürkmen adı XI. yüzyılda, Müslümanlığı kabul eden Oğuzlar, şamanist göçebe Oğuzlardan ayırt edebilmek için Müslüman Türk anlamında da kullanılmıştır. Osmanlılar kuruluş yıllarında göçebeleri Türkmen olarak, 14-15. yüzyıllarda da “Yörük-Yürük” olarak nitelendirmişlerdir “Yörük” deyimi, iyi ve çabuk yürüyen, göçebe, Anadolu’nun çadırda oturan Türkmenleri, bir yerde yerleşmeyen göçebe halkı anlamına gelir. Bunlar, Anadolu’ya ve oradan da Rumeli’ye yayılmış Türkmen topluluklarıdır. Başkanlarına “Mir-i Yörükan” veya “Yörük Beyi” denilir. Osmanlı Devleti’nde, Yörük Beyleri “zeamet” adı verilen bir toprak “dirliğ”e sahiptir. Savaş zamanlarında, “eşkinci”leri (savaşa katılanları) Beylerbeyleri’ne bu Yörük Beyleri teslim ederdi. Yörükler, Osmanlı ordularında genellikle geri hizmetlerde kullanılırdı. Yirmibeşi “yamak”, beşi “eşkinci” olmak üzere, otuz kişilik “ocak” şeklinde “tımar”a sahiptirler. 1608 yılında Osmanlı Devleti tarafından Yörüklerle ilgili bir “Yörük Kanunnamesi” çıkartılmıştır. Bu kanuna göre, bir yörük yörüklükten vazgeçip, bir yerde yerleşip, tarımla uğraşıp, bir köyde on yıldan fazla oturup, o köyün halkı olarak yazıldığı takdirde, Yörüklükten çıkar ve köylü olur. Bu kimseye Yörük Beyi karışamaz31. Sakarya Irmağı vadisi ve Haymana platosunda konar-göçer olarak yaşayan Yörük cemaatleri Osmanlı’nın ilk yıllarında “Ulu Yörük”, “Aydın Beğlü”, “Karalar” “Kasaba Yörükleri” ve “Haymana kabileleri” adı altında, Padiş ah ve Beylerbeyi hassı olarak yönetilir. Zaman içinde bu Yörük kabileleri yaşadığı bölgeye göre iki gruba ayrılır. Haymana bölgesinde yaşayanlar “Haymanateyn”, Sakarya vadisi civarında yaşayanlara da “Yörükan-ı Ankara” adı verilir.
Bacı kazasına bağlı olan Yörük kabileleri bu kaza idari birimine bağlanır ve “seyyar kadılık”la idare edilir. Kâtip Çelebi’nin “Cihannüma”sında Ankara
vilâyetinin idari taksimatı şöyledir: “Ankara’nın kazaları: Yörükân-ı Ankara, Ayaş, Çubukabad, Çukurcak, Şorba, Murtezaabad, Yabanabad,
Haymana, Turguteli, Yerköy ve Güdül’dür.” “Cihannüma” bu kazalar hakkında bazı tafsilâtlar verir: “Yörükân-ı Ankara, Ankara livası’nda bulunan Yörüklere müteallik bir kazadır. Kadıları şehirden şehire gezip maslahatları görürler. Bu kazanın kadılarına mahsus mahkeme yeri yoktur.” Taşra teşkilatında yapılan değişiklikler ve iskan faaliyetleri sonucunda kurulan Yörük köyleri Haymana, Sivrihisar, Mihalıccık, Akşehir, Ayaş, Zir ve Beypazarı kazaların bağlanır.Cumhuriyet’in ilanından sonra da bu Yörük köylerinin çoğunluğu Polatlı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Tem. 21, 2020 10:35 am tarafından dutluca-bilecik
» Eviciklenmek
Salı Tem. 21, 2020 10:29 am tarafından dutluca-bilecik
» Evtenlemek
Salı Tem. 21, 2020 10:21 am tarafından dutluca-bilecik
» Songurlamak
Salı Tem. 21, 2020 10:14 am tarafından dutluca-bilecik
» hunna
Salı Haz. 18, 2019 3:29 pm tarafından dutluca-bilecik
» Özene bezene
Salı Haz. 18, 2019 3:08 pm tarafından dutluca-bilecik
» Bele bağlanan kuşak
Çarş. Haz. 12, 2019 11:33 am tarafından dutluca-bilecik
» ÜNLEYİVER
Çarş. Haz. 12, 2019 11:29 am tarafından dutluca-bilecik
» Yörüklerin yaşadığı yerler gibi ufku açıktır.
Çarş. Haz. 12, 2019 11:10 am tarafından dutluca-bilecik