nefret yüzyilinda mevlana ni tarih ötesi ask mesaci

[halit]

Nefret yüzyılında Mevlana'nın tarih ötesi aşk mesajı

Ne yazık ki dünyamız tehlikeli bir bölünmeyi yaşıyor. İster inanç ve düşünce farklılıkları olsun, ister çıkar çatışmaları, her halükarda birbirinden nefret eden kutupların karşı karşıya geldiği bir tarih vasatındayız.


Bu dönemin en belirgin özelliği nefrettir.

İnsanlık bu duyguyu dizginleyemediği takdirde dünyamızı büyük bir yıkım bekliyor.

Nefretin yıkıcı etkilerinden kurtulabilmemiz için sevginin uzlaştıran kurtarıcılığına ihtiyacımız var.

Milletler ve ülkeler, birbirlerine karşı nefret kapasitelerini değil, sevgi kapasitelerini harekete geçirmelidirler.

Bunu sağlamanın mümkün yolu ise medeniyetlerin sevgi ustalarının mesajlarını, nefret gerilimini yatıştırmada kullanmaktır.

Mevlana, işte böyle bir görevin insanı olarak hala keşfedilmeyi bekliyor.

Anadolu topraklarının yetiştirdiği Pir Sultan Abdal, Yunus, Hacı Bayram Veli gibi, Mevlana da kendi döneminde, toplumun yaşama heyecanına manevi aşkın ve sevginin gücüyle katkıda bulunmuştur.

Bugüne kadar gönüller tutuşturan ve bundan sonra da insanı etkilemeye devam edecek olan Veli, kutup, pir, insan-ı kâmil, büyük şair gibi sıfatlarla isimlendirilen bu büyük insan hepimize ışıktır.

Gönüller sultanı Hz. Mevlana aşkın kemalidir; ama yalnız aşkın mı? Hayır, O tüm güzelliklerin kemalidir, ilmin de hikmetin de, aklın da...

O'nun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj aşk, sevgi ve birliktir.

O, bir veli hüviyetiyle gönüller coşturmuş, bir pir, bir mürşit olarak insan kalbini saflaştırmış, bir bilgi kaynağı olarak insan aklını nur ile yıkamış, akıl ve gönülleri kirden kurtarmış, gelmiş geçmiş tüm peygamberlerin temsilcisi olmuştur.

"İnsan yaratılmışların en şereflisidir" düsturuyla her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hz. Mevlana sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür.

"Sen cihanın hazinesisin, cihan bir yarım arpaya değmez. Sen cihanın temelisin, cihan senin yüzünden taptazedir. Diyelim ki âlemi meşale ve ışık kaplamış; çakmaksız ve taşsız olduktan sonra o, iğreti bir rüzgârdan başka nedir?"

Yine Mevlana şöyle seslenir:

"Murat sensin. Neden oraya buraya koşuyorsun? O, sen demektir. Ama sen, sakın ben deme, hep sen diye söyle. Göz dürüst görürse, sen O olursun. O da sen olur."

"Ey Tanrı kitabının örneği insanoğlu! Ey şahlık güzelliğinin aynası mutlu varlık. Her şey sensin. Âlemde ne varsa senden dışarı değil. Sen ne ararsan kendinde ara, çünkü her varlık sende."

İnsan sevgisini bu kadar güzel anlamış ve anlatmış olan Mevlana'nın mesajı, bütün nefretleri ortadan kaldıracak kadar güçlüdür.

Günümüz dünyasındaki çatışmalar ve gerilimlerin tam da bu mesaja ihtiyacı bulunduğunu açıkça görmüyor muyuz?