GEVİŞ GETİRE GETİRE

[dutluca-bilecik]

Yörük çobanları yazın koyun sürüsünü dağda yani ağıl dışında geceletirlerdi.Gecelettikleri yerlere koyun yatağı denirdi.Bu koyun yatakları genelde hafif çukur etrafı ağaç çalı vb alanlar olduğu gibi bazende gübrelensin diye tarlalar da olurdu.Koyunlar yaylımını tamamlayınca yani doyunca yataklarına alışırtığından kendiliğinden yataklarına gider dizlerinin üzerinr çökerek geviş getire getire dinlenmeye çekilirlerdi.Daha önceden alıştırılmış olan bağçık koyun ise çobanın yanından ayrılmaz onun eşeğin üzerindeki heybeyi kepeneği indirmesini sabırsızlıkla bekler çoban azığını çıkarıp yemek yemeğe başlayınca ona ikram ettiği bir parça suda islanmış bir dilim taş fırın ekmeğini büyük bir iştahla yerdi.Çoban yemek sonucunda sürüyü kontrol edip köpeklerin yattıkları yeri keşfedip kepeneğini açar bağçık koyunu boynundan kendi sağ bileğine bağlardı.Çoban hava açıksa gökteki yıldızları seyrede seyrede uykuya dalarken kulağına sadece bağçık koyun ve diğer koyunların geviş getirme sesi gelirdi.